24 Şubat 2009 Salı

İzmir'li hanımlar ne kadar şanslısınız. El sanatlarıyla dolu koca bir portakal sepetiniz var. Ben kanaviçeden kitap ayraçlarına bayıldım. http://www.portakalsepetim.com/kanavice.html

15 Şubat 2009 Pazar

Yağmur'un doğumgünü için yapıldılar. Hepsi çok güzel oldu ama en güzeli eşimin yaptığı çiçekli kurabiye.






Merhabalar,

Bu merhabalar kelimesi Nilüfer'i kızdıracak ama nasıl başlayacağımı bilemedim. Arkadaşlar bu blogta gördüğünüz her kurabiye, pasta ve kekler yakınlarım, arkadaşlarım sevdiklerimin özel günleri için hazırlanmıştır. Son yaptığım resimli kurabiye arkadaşım Burçin'in eşine yapıldı. Hazırlanma aşaması çok eğlenceliydi.

5 Şubat 2009 Perşembe

Nun'un Sepetleri









Sevgiliye







Yılbaşı Kurabiyeleri










Resimli Kurabiyeler



Pasta



Cup Cake - Muffin



Doğumgünü Kurabiyeleri
























































Kerem’in Kurabiyeleri’nden merhaba!

Merhaba tüm annelere!

Geçenlerde canım mantı istedi; annemin o enfes mantısını... Hemen anneme telefon açtım ve masum isteğimi söyledim. Canım annem her zamanki vakur tavrı ve sevecenliği ile “Yarın akşam bekliyorum” dedi. Ertesi gün gidip afiyetle mantımızı yedik.

Eminim sizlerin de damağında, annelerimize özgü böyle enfes tatlar kalmıştır; tabi o pastalar ya da yemeklerin bize çağrıştırdığı pek çok da güzel anılarla birlikte....

Benim yaş grubundakilerin pek çoğunun annesinin dışarıda geçen bir çalışma yaşamları yoktu. Bu durumun aslında biz çocuklar için ne kadar büyük bir şans olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Çünkü hem annelerimizle daha çok vakit geçirebiliyorduk hem de her konuda olduğu gibi yemekler konusunda da annelerimize daha çok kapris yapabiliyor, istediğimiz yemekleri de yaptırabiliyorduk. Annelerimiz de bize bin bir çeşitte yemekler hazırlama fırsatı bulabiliyorlardı.
Ya biz çalışan annelerin durumu... Peki bizler, çocuklarımıza aynı keyifleri yaşatabilecek miydik acaba? Canımın içi oğlum Kerem’e ne kadar zaman ayırabiliyorum ve onun bütün isteklerine cevap verebiliyor muyum? Kerem büyüdüğünde acaba benim yaptığım yemeklerden kaç tanesi için “Ah Ah şimdi annemin şu canım yemeği olsa da bir yesek” diyebilecek. Üstelik Kerem’in mutfak konusunda yeterince tecrübesi olmayan bir annesi var. O benim kadar şanslı değil. Peki ben, canım oğlumun aklında, hangi yemeğimi bırakacaktım... Hangi yemeğimi özlemle ve hasretle anacaktı Kerem?

Evet, bizler şanslıydık, ama ne yazık ki bizim çocuklarımız bu kadar şanslı değiller. Zaten apartman blokları arasında yaşama merhaba demiş çocuklarımıza, toprağa basma, kırlarda ya da mahalle aralarında, komşu bahçelerde koşarak oynayabilme şansı veremediğimiz gibi yemek olarak da bir şeyler veremeyecek miydik?

Hayır elbette. Çocuğumu bu şanstan mahrum bırakamazdım. Ne yapabilirim diye düşündüm, vee tabii ki kurabiye, neden olmasın? Hemen internet sitelerini araştırmaya başladım. Sayfalar arasında dolaştıkça, gözlerime inanamadım. inanılmaz güzellikte ve orijinallikte kurabiyeler vardı. “Bunları yapmak ne kadar zor olmalı kim bilir” diye düşündüm önce,... hepsi birer sanat şaheseriydi, hepsi bir yaratıcılık unsuruydu.

Ama bir kere karar verdim ya. Ben de başarabilirdim. Bütün bu ön araştırmalarım sonrasında, her akşam sevgili oğlum Kerem’imi uyuttuktan sonra, saatlerce kurabiye yapmaya başladım. Tabi önceleri pek tutturamadım. Sonraki zamanlarda başardığımı görünce, daha bir hevesle devam ettim.

Hazırladığım değişik renk ve şekillerdeki kurabiyeleri oğlum Kerem’in büyük bir hevesle yemesiyle de bu çabalarımın karşılığını fazlasıyla aldım ve ne kadar doğru bir iş yaptığımı bir kez daha anladım.

Evet işte böyle doğdu ”Keremin Kurabiyeleri”.

Bu sayfada sizlerle beraber konuşmak görüş alışverişlerinde bulunmak ve tabi en önemlisi çocuklarımıza güzel şeyler bırakmak için bir arada olmayı ümit ediyorum.

Hepinize bir kez daha merhaba!